1-) bu kısım av ve avcının yavaş yavaş belirdiği kısımdır. şöyle bir girizgah makuldür;
buyrun sayın bakan sizi dinliyoruz.
2-) henüz av mı yoksa avcı mı belli olmayan ve meclisin mevsimsel havasına uyum sağlamak amacı ile usul adımlarla kürsüye yaklaşan vekil'in konuşma sırasında şu cümleleri karşı tarafı tahrik eder;
efendim siz kimsiniz oturun susun yav
sanane sana mı sorucam nası konuşacağımı
3-) yavaş yavaş kızışan meclisin bu ortamında sonbaharın serin ve ılık rüzgarları eserken şu nidalar yükselir;
sayın başkan siz mi susturacaksınız ben mi susturayım
4-) açlıktan ve hırstan gözü dönmüş avcı şuurunu kaybeder ve;
merkürü merk mür ya da
sen ise kırk yıllık iktidarında bile çük.. cümlelerini sarfeder.
5. ve en sevdiğim kısım, kameraman tarafından tüm bu kadraj bi cümle ile donuverir;
evet sayın vekiller oturuma 10 dakika ara
gördüğünüz gibi kardolar, bi national geopraphic olmasa da yerli imkanlarla sunulan bu kanalda da favori cümleler bulmak mümkün.
ha bir de unutmadan,
belgeselin ilerleyen kısmında ırmağın diğer tarafına geçmeye çalışan antilop sürüsü tarzı bi şey görebilirsiniz ama o yırmık atan vekil karmaşasıdır.
(bkz: tbmm tv)